8 Ocak 2008 Salı

kim ne derse desin .......

aslında
ajda pekkan
olsa - olmasa çok farketmez
benim için...
fakat
neden bilmem
sesi bana medeni olmayı hatırlatır
fiziğiyle alakalı olduğunuda
düşünmüyorum
estetige karşı olduğumdan değil
doğal olmak/olmamakla alakalı...

kelimeleri
hatta
harfleri
o kadar doğru telaffuz ediyor ki
kusursuz
herhangi bir şarkıyı
söylediğinde temizlik - huzur - kaos yok
gibi şeyler hissettiriyor
benazir de
öyleydi
doğunun batılı yüzü...
bir aile düşünün ki
tüm fertleri ülkeleri
demokrasi - özgürlük
uğruna öldürülmüş...
başını öne eğmeyen
dik duruşlu
güzel kadınıda mı?
ülkesinin
saçları siyaha boyalı yöneticisi
halkını selamlamak için
arabadan inmemeliydi
suçlu dedi
aydınlık insanları
yada
insanları öldürerek
birşeylerin değişecegine
inanmak
bu nasıl oyun !!!
kanla beslenen
gezegen yöneticileri
ağlamayı bilen uluslara
dahası da var mı
demeye çalışıyorlar
usame
haklı çıkacak
ha gayret

4 yorum:

Navanalini D D dedi ki...

Dünyaya liderler geldi Lenin gibi stalin gibi,Hitler gibi,mussolini gibi Atatürk gibi dünyaya birşeyler öğretmeye birşeyler başlatmaya geldiler çok büyük değişim proğramları açtılar da ama sonları hep bi garip olmuştur belki bu da bir ders olmuştur dünya için kimileri acımasızca öldürülmş kimileri acımasız bir hastalığın kurbanı olmuş, kimileri acımasızca kararlarının ama senaryo hep aynı olmuş bir şekilde kimi zaman altından lahitlere konmuş kimi zaman yıkılan heykeller olmuş kimi zamanda ipin ucunda sallanan bir garip adam ama son sahne hep aynı hepsi oyun perde kapanıncaya kadar senaryo değişsin istiyoruz pek tabii istemek yetmiyor aynı şarkıyı hep bir ağızdan söylememiz isteniyor artık sözü sevgi ve barış olan ve sözlerinde kazanmak ve kaybetmek olmayan
Dik duruşlu güzel kadın da üzdü bizi giderken

Fatih Mika dedi ki...

Sevgili Berrin,

Tabi ben de kendi kendimi yiyorum. Ve senin de dedigin gibi
"kelimeleri
hatta
harfleri
o kadar doğru telaffuz" eden insanlara hasret kaldik.

Ama, uzun yillar batili ulkelerin muttefiki olan Iran'dan, Pakistan'dan, Turkiye'den; Bati, bagnaz politikacilar ve onlara oy veren bir halk yaratti.

Oysa, kotu yonetimlerin ulkeleri: Bulgaristan, Romanya, Macaristan,Cek Cumhuriyeti, Slovakya, Slovenya, Polonya ve Baltik Cumhuriyetleri Avrupa Birligi'nin icindeler.

Buna, o zamanlar "Bagimsizlar, ya da Ucuncu Dunya Ulkeleri" icinde olan Kibris bile dahil.

Tabi sorun sirf karilarina turban taktiranlar degil. Isgal ettikleri her mevkiyi gorunmeyen turbanlarla kendine kapatan resmi, sivil bircok kurumun yoneticisi de bu isin icinde.

Sadece kendi hayatimi anlatsam, hangi turbanlar yuzunden hangi mevkileri goremedigimi de anlatmis olurum. Elbette birgun hepsini anlatacagim. Hele Tofu sayesinde su Turkcemi bir yoluna koyayim.

crispy dedi ki...

Butto, ülkesine döndüğü
gün uçaktan el sallarken içime
onun öldürüleceği hissi doğdu.
Sonrasında ona yapılan suikastin
haberini okurken,aklıma son dönemlerde okuduğum ve etkilendiğim cümleler geldi.Bazıları ölümle yüz yüze yaşar,inandıkları doğrular için
hayatlarından vazgeçmek onlar için zor değildir. Ben doğrular için savaşmak taraftarıyım ama savaşın
sonu göz göre göre ölümse,belkide
savaşın stratejisini değiştirmek
lazım

Beto

Mehtap Pasin Gualano dedi ki...

Yasami, baska insanlarin varolus mucadelesini etkileyecek kisilerin o yasami, yuzbinlerce kisinin yasamini koruyormuscasina korumalari gerekmez mi?