Şimdi bayram gelince aklımıza tatilden başka birşey gelmiyor.Yorulan bedenlerimize biraz uyku çekmek, biraz çalışılmayan günün keyfini sürmek için bir firsat gözüyle bakıyoruz bayramlara... Arada yapılan hızlı ve usulden ziyaretler bitince, tatil başlıyor..
Ben şanslı çocuklardandım. Annem ve babam, her bayram (hani yollar bu kadar kısa değilken) ablam ve beni toparlayıp Anneannemlere Edirne’ye götürürdü bizi... Zor zor giden otobüslerde, sabırsız bir çocuk olarak sorardım hep “Anne geldik mi?” diye.. Annem bana hep, otobüsün ön camını gösterip; Selimiye camisinin minarelerini görünce gelmiş olacağız derdi. O yollar hiç bitmezdi... O minareleri bir türlü görünmezdi.. Çocukluğumda yollar boyu ya bu şekilde yada uyku ilaçlarıyla kandırıldım..
Ben şanslı çocuklardandım. Annem ve babam, her bayram (hani yollar bu kadar kısa değilken) ablam ve beni toparlayıp Anneannemlere Edirne’ye götürürdü bizi... Zor zor giden otobüslerde, sabırsız bir çocuk olarak sorardım hep “Anne geldik mi?” diye.. Annem bana hep, otobüsün ön camını gösterip; Selimiye camisinin minarelerini görünce gelmiş olacağız derdi. O yollar hiç bitmezdi... O minareleri bir türlü görünmezdi.. Çocukluğumda yollar boyu ya bu şekilde yada uyku ilaçlarıyla kandırıldım..
Teyzelerimden biri ve ailesi Adana’dan gelir, Biz Ankara'dan giderdik. Edirne'de yaşayan 2 teyzem ve eşleri, onların çocukları, anneannem, dedem ve biz, m'aile bayram yapardık.. 2 katlı apartmanın 3 dairesinde yaşayan ailenin, ev kapıları hiç kapanmaz.. Apartmanı da içine katarak, evler arası oyunlar oynardık. İçinde kayısı, mürdüm eriği ve şeftali ağaçlarının olduğu arka bahçede 6 kuzen çocukluğumuzun keyfini sürer, kah salincakta sallanır, kah maymun gibi ağaçlara tırmanır meyve yerdik. Evin altındaki büyük garajda top ve saklambaç oynardık.. Evde yemek yapılınca, büyük merdivenlerden koşarak çıkar.. Eğer yemekte maydonoza ihtiyaç varsa, gidip bahçeden toplardık.. Dedem torunlarının gelmesi şerefine kasa kasa Uludağ gazozları alır. Hepsinin üstüne hiçbir torununa hak geçmemesi için, isimlerimizi yazardı.. Anneannem, biz seviyoruz diye sıcak lokmalar pişirir, biz yedikçe keyfi yerine gelir, bizi kuzucuklarım diye sever, yedikçe yedirmeye uğraşırdı.. Evde şenlik havasi olurdu hep.. Yemekler kocaman masalarda, bereketli ve kahkaha dolu olurdu. Geceleri, 3 eve bir şekilde sığışan tüm ailenin büyük bir çocuk odasi olurdu. 6 kuzen çek yatlardan, yer yataklarına beraber yatar sabaha kadar gülmekten uyuyamazdık...
Bayram günü geldiğinde, kurban kesimine hiç şahit olamazdık. Dedem erkenden hallederdi tüm işi... Biz tepeden tırnağa yeni bayramlık kıyafetlerimizi giyinip, kendimizi güzel hisseder, o gün ne kadar kar edeceğimizi düşlerdik sadece.. Anneannem harçlık konusunda her zaman daha cömertti... Dedem her bayram olduğu gibi şakatör imajıyla, elimize bir mendil tutuşturur.. Sonra buna inandığımızı görüp kıyamaz, tekrar el öptürüp, bayram harçlığımızı verirdi.. Kendisi Edirne’de hatrı sayılır insanlardan biri olduğu için, bizim kalabalığımızın yanında 3 gün evden misafir hiç eksik olmaz. Kat kat açılmış ev baklavaları ikram edilir, gün içinde ocağı sönmeyen çaylar demlenirdi..
Bayramın en güzel günü ikinci günüydü.. Misafir ağırlama faslı bittikten sonra, biz torunlar Selimiye Camiisinin ön bahçesinde kurulan Lunaparka götürülürdü. Lunapark namına aslında şimdinin lunaparklarına benzer birşey olmazdı ortada.. Sallanan salıncaklar, cember atıp hediye kazanma oyunları, kaydıraklar, koska helvalar, elma şekerleri ve bir sürü bayramlıklarını üzerinden çıkarmamış mutlu çocuk... Hepsinde aynı bayram çoşkusu ve neşesi... Sonra iadeyi ziyaretlerle ve akraba çocuklarıyla oynanan oyunlarla gün biterdi..
Bayram günü geldiğinde, kurban kesimine hiç şahit olamazdık. Dedem erkenden hallederdi tüm işi... Biz tepeden tırnağa yeni bayramlık kıyafetlerimizi giyinip, kendimizi güzel hisseder, o gün ne kadar kar edeceğimizi düşlerdik sadece.. Anneannem harçlık konusunda her zaman daha cömertti... Dedem her bayram olduğu gibi şakatör imajıyla, elimize bir mendil tutuşturur.. Sonra buna inandığımızı görüp kıyamaz, tekrar el öptürüp, bayram harçlığımızı verirdi.. Kendisi Edirne’de hatrı sayılır insanlardan biri olduğu için, bizim kalabalığımızın yanında 3 gün evden misafir hiç eksik olmaz. Kat kat açılmış ev baklavaları ikram edilir, gün içinde ocağı sönmeyen çaylar demlenirdi..
Bayramın en güzel günü ikinci günüydü.. Misafir ağırlama faslı bittikten sonra, biz torunlar Selimiye Camiisinin ön bahçesinde kurulan Lunaparka götürülürdü. Lunapark namına aslında şimdinin lunaparklarına benzer birşey olmazdı ortada.. Sallanan salıncaklar, cember atıp hediye kazanma oyunları, kaydıraklar, koska helvalar, elma şekerleri ve bir sürü bayramlıklarını üzerinden çıkarmamış mutlu çocuk... Hepsinde aynı bayram çoşkusu ve neşesi... Sonra iadeyi ziyaretlerle ve akraba çocuklarıyla oynanan oyunlarla gün biterdi..
O zaman digital makine yoktu.. Her bayramın 3. gününün sabahı, dedem tüm aile bir arada diye fotoğrafçıyı çağırır. Aynı mekanda her bayram olduğu gibi aile fotoğrafı çektirilirdi.. Biz her bayram, o fotograflarla büyürdük.. Sonra teyzelerim ve annem, piknik sepetlerini hazırlar, arabalara doluşup, konvoy halinde Meriç nehri kıyısındaki Söğütlüğe doğru yol alırdık.. Biz çocuklar bu verimli topraklarda yetişen ağaçların arasında oynarken, piknik ve açık hava bize şehirde hiç yaşamadığımız mutluluğu yaşatırdı.
Benim çocukluğuma dair tüm bayramlarım hep böyle geçti.. Ben şanslıydım.. Şimdi nasıl özlüyorum o havayi anlatamam. Tüm kuzenlerim ve ben büyüdük,hayata karıştık.. Artık hiçbirimiz bayramları böylesine bir çoşkuyla yaşayamıyor biliyorum... Dedem zaturre geçirdiği için hastanede yatıyor bu bayram ne yazıkki.. Ama yinede inançlarına bağlı bir adam olduğu için, kurban kesmek için çıkmalıyım diye doktorlara kök söktürüyormuş.. Anneannem, lokma yapmasa da olur du bu bayram, ama o da yaşlılığın verdiği yorgunlukla son gördüğümde beni sıklıkla tanımayıp, anneme “Ayşe komşunun kızı gelmiş, gel ilgilen” diyerek içimi mahvetti..
4 günlük Bayram tatilini tatilden saysamda, yarın çocuklarım olduğunda bu bayramları bu kadar keyifli, tatil değil adı gibi -"bayram" gibi yaşatabilecekmiyim diye düşünüyorum..
Benim çocukluğuma dair tüm bayramlarım hep böyle geçti.. Ben şanslıydım.. Şimdi nasıl özlüyorum o havayi anlatamam. Tüm kuzenlerim ve ben büyüdük,hayata karıştık.. Artık hiçbirimiz bayramları böylesine bir çoşkuyla yaşayamıyor biliyorum... Dedem zaturre geçirdiği için hastanede yatıyor bu bayram ne yazıkki.. Ama yinede inançlarına bağlı bir adam olduğu için, kurban kesmek için çıkmalıyım diye doktorlara kök söktürüyormuş.. Anneannem, lokma yapmasa da olur du bu bayram, ama o da yaşlılığın verdiği yorgunlukla son gördüğümde beni sıklıkla tanımayıp, anneme “Ayşe komşunun kızı gelmiş, gel ilgilen” diyerek içimi mahvetti..
4 günlük Bayram tatilini tatilden saysamda, yarın çocuklarım olduğunda bu bayramları bu kadar keyifli, tatil değil adı gibi -"bayram" gibi yaşatabilecekmiyim diye düşünüyorum..
Anılarımda yaşayan bayramlar o kadar çoşkulu kaldı ki, o yüzden ben;
bana böylesi güzel anları yaşatan tüm aileme her zaman minnettar kalacağım.....
Hepinize iyi bayramlar..
ve tabi iyi tatiller..
4 yorum:
Sevgili Burcu,
Bayrami hatirlattigin icin tesekkur ederim.
Benim de oyle uzaklarda kalan bayramlarim vardi. Mahallenin butun cocuklari, Ermeni Havadis dahil el opmeye ciktigimiz. Mendiller, sekerler, paralar topladigimiz.
Havadis "Bizim Bayramlarimizi" nasil sabirsizlikla beklerse; bizler de kirmizi yumurtali, sac orgulu pandispanyali "Onlarin Bayramlarini" sabirsizlikla beklerdik.
Yemekleri ve tatlilari anlatmiyorum, onlari sen zaten yazmissin.
Sevgili Brajeshwari,
- Yazılarını ne kadar çok özlediğimi farkettim tekrar ve keyifle okudum...
- Çok keyifli bir yolculuk yaptırdın, benzer çocukluğuma götürdün beni, mutlu ettin ve ardından çok sert ve ani bir yumruk indirerek ağlattın...
- Ardından, geçmişin hüzünlü güzelliğinden geleceğin umutlu bekleyişine dönerek, anın keyfini çıkardık birlikte messengerda :)
- ve "didi anne" gelecekten çok umutlu... bayram çocuğu misali :))
Sevgiler ve herkese sevgi dolu bol kucaklaşmalı İYİ BAYRAMLAR...
Sevgili Burcu, Tabii ki cocuklarina bayramlari "bayram" gibi yasatacaksin.. Boylesine bir bayram yazisi yazan birisi, o sevinclerin "tatil" diye kaybolup gitmelerine izin veremez diye dusunuyorum..
Cok guzel bir yaziydi.. Huzun ve sevinc bir arada..
Biz buyuduk (galiba..)
Sevgili Arkadaslar,
Bu guzel bayram yazisiyla sizlere bende iyi Bayramlar diliyorum.
Buyudugumuzu gosteren rakamlari doktorlara birakin bu onlarin isi diyorlar,siz hissettiginiz yastasiniz.
Cok seviyorum boyle gercekci insanlari.NE KADAR DOGRU DEGIL MI?????
Yorum Gönder