Bugün 19 Nisan’da açılışı olan Anaokulu Resim Sergisi toplanıyor. Annesinin kuzusu oğlumun da resimlerinin sergilendiği sergiyi açıkken şöyle adam gibi gezemedim….ve içimde kaldı desem yalan olmaz…
Evet, sevgili Jagad Jivan belki kendi yaşıtlarından resim konusunda biraz daha ilerde ama o herşeyiyle annesinin devamlı ilgisini bekleyen ve tüm kaprislerini ona yapan, bir anne kuzusu daha….
Aslında daha önce yazmak istediğim ama bugüne kısmet olan o günkü anımı yazayım….
Daha önce yazdığım gibi o gün, Aslan beni Sultan teyze ile birlikte Can’ı almaya geldiklerinde hala çok heyecanlıydım ve bir o kadar da üzgün - kardeşim yani Can’ın dayısı Can’ın kendiliğinden davet ettiği tek davetlisi gelemiyordu… ve umarım Can dayıyı sormaz diyordum içimden…
Ve Can’cığı aldık… Dayı ile ilgili hiçbirşey sormadı neyse ki ve ben bir ohhh çektim içimden… belli ki Can da heyecanlıydı….biraz da o saatlerde yorgun ve uykusu geldiği için sessizdi…
Sergi salonuna giremeden elimde öğretmenlere hazırlattığım çiçeklerle doğru, konvoy halinde Can beyle ve teyzemizle WC’ye koştuk sonra hadiii sergi salonuna., Sergi oldukça kalabalıktı. Çiçeklerden kurtulmak istiyordum önce öğretmenleri bulup Can’a çiçekleri verdirttim. Bu arada çocukları anaokulunda okuyan eski arkadaşlarımla karşılaştım ama konuşmak ne mümkün Can beni çekiştirip duruyordu, resimlerini bulalım diyordum beni kendine doğru çekip “Sen ne biçim annesin ya.. Bana bakmadın bile benimle ilgilenmiyorsun habire resimlerime bakıyorsun ben burada mıyım değilmiyim? “ diye avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı. Ona laf anlatana kadar “Oğlum, ben senin için geldim, bak teyzen baban burada resimlerine bakıcağız, arkadaşlarınla beraber ne güzel şeyler yapmışsın, bazı anne-babalar gelememiş bile, ben senin için buradayım” dedik ama, nafile bu sefer versiyon değişti “Resimlerime bakmıyorsun bile, ben resimlerimi şimdi almak istiyorum burada dursunlar istemiyorum alıp gideceğim, babama söyle hemen alsın resimlerimi “…
Patlama noktasındaydım ama ya sabır diyordum.
Bu arada Can’ın takıntısıydı zaten resimlerini baştan beri eve getirmek istemişti, el sanatı öğretmeni onu ikna etmişti ama şimdi yine başlıyordu Kabus……Can bunları söylerken el sanatları öğretmeni tam karşımda imdadıma yetişmisti, oturdu Can’a neden resimlerini şimdi alamıyacağını anlattı bir sürü anne-baba gelememişti ve herkesin resmi ancak sergi bitiminde verilecekti… Öğretmenine kafa salladı elimden tuttu ve başladı yine aynı şeyleri söylemeye bu arada ekleme yaparak “benim resimlerimi bulmuyorsun” demeye başladı.
Bizi gören arkadaşlarının anneleri Can’a doğru gelip resimlerinden dolayı tebrik ediyorlar “Gördünüz mü Can’ın her yerde bölümde resmi var” diyorlardı. Onlara Can gayet iyi ve efendi davranıyor, onlar gittiği anda benimle kaldığı yerden başlıyordu. Kendini “pause”a alıp “Start” düğmesine basıyordu.
Sınıf öğretmenlerinden Sema hanım sonunda hayatımı kurtardı ve Can’ı normale döndürmeyi büyük bir sabırla başardı ve minnettar kaldım…
Sonra ne mi oldu ara ara resimlerine bakabildim bu sefer arkadaşlarıyla oyuna daldı ve saklambaç oynadıklarını zannederken, Tuna adlı arkadaşı yanıma gelip Can ağlıyor Arın ile kavga ettiler dedi. Hadiii bir bu eksikti, neyse uzun çabalar sonunda onuda hallettik….. Son 15 dakika, sonunda arkadaşları ile sergi salonuda boşalınca koşusturup mutlu oldu… Tabii gitme zamanı deyince yine kötü anne olduk “Anaokulu Müdürü hala burada ben niye gidiyorum” protestoları eşliğinde bizi beklemekten bunalmış eşimle arabada buluştuğumuzda hala rahat bir nefes alamamıştım. Gerek Can, gerekse eşim söylenip duruyorlardı. Sonunda 5-6 dakika içinde Can uyudu ve asayiş berkemal deyip rahat bir nefes aldım.
Sergi açılışı bitmişti … ve ben üstümden bir kamyon geçilmiş gibi hissediyordum…Ne ummuştum ne bulmuştum :)
19 Nisan 2007 …. Unutmayacağım bir gün olmuştu herşeyiyle…..Can uyurken ve herşey sakinleşmişken serginin ayın 19’unda olması ilginç gelmişti, 19 rakamı önemli bir rakam olmuştu hep hayatımda … evimizin numarası aklıma geldi 19/19 …..”Belki Can’ın keyfi olursa sergi kapanmadan tekrar rahat rahat gezebilirim” dedim içimden.. Sonra dönüp Aslan’a “Can’ın resimlerinin tamamını görüp görmediğime emin bile değilim” dedim.. “O da merak etme hepsini çektim bakarsın, zaten sergi sonunda bize verecekler” dedi.. Ama aynı şey değildi ….
Ve maalesef Can sergisine ısrarla tekrar gitmek istemedi.. Kimbilir belki de onları orada görmekten hoşlanmıyordu ve onları yine almak isteyecekti … hiç ısrar etmedim, bir kabus daha yaşamak mı? Aman kalsın…
Yine de içimde kaldı, sergiyi doya doya gezemediğim……
Sevgilerimle,
Brajabanita
Özgür Martı
Bu arada da geçen yorum yazan tofucanlara çok teşekkür etmek istiyorum. Aynı gün Can’a yorumlarınızi okuttum ve Can bir daha sergisi olursa hepinizi davet etmek istediğini söyledi ve büyük insan gibi yorumlarınızı dikkatle dinledi ve mutlu oldu.. Ve dahası da var 23 Nisan’da kendisinden bir resim yapmasını isteyen halasının arkadaşı Melek’ e kendi isteğiyle kompozisyonu ve içeriği çok güzel olan bir resim yapıp ona hiç itiraz etmeden hediye etti. Hemde ilk kez bir “Melek” çizdigi halde….. Bu sefer o resimden ben zor ayrıldım desem yalan olmaz ama değerini çok iyi bilecek adının anlamını yüreğinde taşıyan eşsiz Melek’e gittiği ve Jagad Jivan’ın böyle birşey yaptığı için çok mutlu oldum…. Can'in yakında size de istediğiniz resimleri hediye edeceğinden eminim sadece gününde olması gerekiyor…belki yaşindan büyük şeyler yapıyor ama ….o yine de küçük bir çocuk..
Evet, sevgili Jagad Jivan belki kendi yaşıtlarından resim konusunda biraz daha ilerde ama o herşeyiyle annesinin devamlı ilgisini bekleyen ve tüm kaprislerini ona yapan, bir anne kuzusu daha….
Aslında daha önce yazmak istediğim ama bugüne kısmet olan o günkü anımı yazayım….
Daha önce yazdığım gibi o gün, Aslan beni Sultan teyze ile birlikte Can’ı almaya geldiklerinde hala çok heyecanlıydım ve bir o kadar da üzgün - kardeşim yani Can’ın dayısı Can’ın kendiliğinden davet ettiği tek davetlisi gelemiyordu… ve umarım Can dayıyı sormaz diyordum içimden…
Ve Can’cığı aldık… Dayı ile ilgili hiçbirşey sormadı neyse ki ve ben bir ohhh çektim içimden… belli ki Can da heyecanlıydı….biraz da o saatlerde yorgun ve uykusu geldiği için sessizdi…
Sergi salonuna giremeden elimde öğretmenlere hazırlattığım çiçeklerle doğru, konvoy halinde Can beyle ve teyzemizle WC’ye koştuk sonra hadiii sergi salonuna., Sergi oldukça kalabalıktı. Çiçeklerden kurtulmak istiyordum önce öğretmenleri bulup Can’a çiçekleri verdirttim. Bu arada çocukları anaokulunda okuyan eski arkadaşlarımla karşılaştım ama konuşmak ne mümkün Can beni çekiştirip duruyordu, resimlerini bulalım diyordum beni kendine doğru çekip “Sen ne biçim annesin ya.. Bana bakmadın bile benimle ilgilenmiyorsun habire resimlerime bakıyorsun ben burada mıyım değilmiyim? “ diye avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı. Ona laf anlatana kadar “Oğlum, ben senin için geldim, bak teyzen baban burada resimlerine bakıcağız, arkadaşlarınla beraber ne güzel şeyler yapmışsın, bazı anne-babalar gelememiş bile, ben senin için buradayım” dedik ama, nafile bu sefer versiyon değişti “Resimlerime bakmıyorsun bile, ben resimlerimi şimdi almak istiyorum burada dursunlar istemiyorum alıp gideceğim, babama söyle hemen alsın resimlerimi “…
Patlama noktasındaydım ama ya sabır diyordum.
Bu arada Can’ın takıntısıydı zaten resimlerini baştan beri eve getirmek istemişti, el sanatı öğretmeni onu ikna etmişti ama şimdi yine başlıyordu Kabus……Can bunları söylerken el sanatları öğretmeni tam karşımda imdadıma yetişmisti, oturdu Can’a neden resimlerini şimdi alamıyacağını anlattı bir sürü anne-baba gelememişti ve herkesin resmi ancak sergi bitiminde verilecekti… Öğretmenine kafa salladı elimden tuttu ve başladı yine aynı şeyleri söylemeye bu arada ekleme yaparak “benim resimlerimi bulmuyorsun” demeye başladı.
Bizi gören arkadaşlarının anneleri Can’a doğru gelip resimlerinden dolayı tebrik ediyorlar “Gördünüz mü Can’ın her yerde bölümde resmi var” diyorlardı. Onlara Can gayet iyi ve efendi davranıyor, onlar gittiği anda benimle kaldığı yerden başlıyordu. Kendini “pause”a alıp “Start” düğmesine basıyordu.
Sınıf öğretmenlerinden Sema hanım sonunda hayatımı kurtardı ve Can’ı normale döndürmeyi büyük bir sabırla başardı ve minnettar kaldım…
Sonra ne mi oldu ara ara resimlerine bakabildim bu sefer arkadaşlarıyla oyuna daldı ve saklambaç oynadıklarını zannederken, Tuna adlı arkadaşı yanıma gelip Can ağlıyor Arın ile kavga ettiler dedi. Hadiii bir bu eksikti, neyse uzun çabalar sonunda onuda hallettik….. Son 15 dakika, sonunda arkadaşları ile sergi salonuda boşalınca koşusturup mutlu oldu… Tabii gitme zamanı deyince yine kötü anne olduk “Anaokulu Müdürü hala burada ben niye gidiyorum” protestoları eşliğinde bizi beklemekten bunalmış eşimle arabada buluştuğumuzda hala rahat bir nefes alamamıştım. Gerek Can, gerekse eşim söylenip duruyorlardı. Sonunda 5-6 dakika içinde Can uyudu ve asayiş berkemal deyip rahat bir nefes aldım.
Sergi açılışı bitmişti … ve ben üstümden bir kamyon geçilmiş gibi hissediyordum…Ne ummuştum ne bulmuştum :)
19 Nisan 2007 …. Unutmayacağım bir gün olmuştu herşeyiyle…..Can uyurken ve herşey sakinleşmişken serginin ayın 19’unda olması ilginç gelmişti, 19 rakamı önemli bir rakam olmuştu hep hayatımda … evimizin numarası aklıma geldi 19/19 …..”Belki Can’ın keyfi olursa sergi kapanmadan tekrar rahat rahat gezebilirim” dedim içimden.. Sonra dönüp Aslan’a “Can’ın resimlerinin tamamını görüp görmediğime emin bile değilim” dedim.. “O da merak etme hepsini çektim bakarsın, zaten sergi sonunda bize verecekler” dedi.. Ama aynı şey değildi ….
Ve maalesef Can sergisine ısrarla tekrar gitmek istemedi.. Kimbilir belki de onları orada görmekten hoşlanmıyordu ve onları yine almak isteyecekti … hiç ısrar etmedim, bir kabus daha yaşamak mı? Aman kalsın…
Yine de içimde kaldı, sergiyi doya doya gezemediğim……
Sevgilerimle,
Brajabanita
Özgür Martı
Bu arada da geçen yorum yazan tofucanlara çok teşekkür etmek istiyorum. Aynı gün Can’a yorumlarınızi okuttum ve Can bir daha sergisi olursa hepinizi davet etmek istediğini söyledi ve büyük insan gibi yorumlarınızı dikkatle dinledi ve mutlu oldu.. Ve dahası da var 23 Nisan’da kendisinden bir resim yapmasını isteyen halasının arkadaşı Melek’ e kendi isteğiyle kompozisyonu ve içeriği çok güzel olan bir resim yapıp ona hiç itiraz etmeden hediye etti. Hemde ilk kez bir “Melek” çizdigi halde….. Bu sefer o resimden ben zor ayrıldım desem yalan olmaz ama değerini çok iyi bilecek adının anlamını yüreğinde taşıyan eşsiz Melek’e gittiği ve Jagad Jivan’ın böyle birşey yaptığı için çok mutlu oldum…. Can'in yakında size de istediğiniz resimleri hediye edeceğinden eminim sadece gününde olması gerekiyor…belki yaşindan büyük şeyler yapıyor ama ….o yine de küçük bir çocuk..
3 yorum:
Sevgili Brajabanita, o gün gelemediğime üzülmüştüm ama yazını okurken gelmiş kadar oldum, ne olursa olsun ne kadar bunalmış olursan ol gene de harika bir gün, yaşamın boyunca hep gülümseyerek anacağın bir gün... okurken aynı anda film şeridi gibi gözümün önünden geçti haliniz ve gülümseyerek izledim sizi, çok da keyif aldım...
buarada, Can'a hatırlat lütfen bizim çocuk parkını yaptığı resim hala bende, zevkle muhafaza ediyorum ve canı istediği zaman bana Grafield'den haberler verecek bir resmini de mutlulukla, merakla bekliyorum, ikinizi de çok öpüyorum...
Can'cığım pembe gökyüzüne ve gökkuşağına vuruldum, seni çok seviyorum ve Garfield'ımı çok özledim, ona da sevgilerimi söyle lütfen...
Sergi sonrası telefon ile konuşmamizda, bu detayları anlatmiştin.Bende dinlerken yorulmuştum.Ama gerçekten ne olursa olsun, bunlar inanilmaz keyfili zamanlar...harika hatiralar.. Can'a büyüyünce çok güzel anilar kaliyor.. Resimlerinden daha onemli olan Can ile yaşadıklarınız bence...O hep resim yapacak çünkü...
hediye resimlerimizi heyecan ile bekliyoruz.Bende penguenlere bayıldım...Siteye koymadim o fotografi yer olmadigi için...ama elimde ilerinin ünlü ressaminin 6.yasinda cizdigi harika resimler var..
opuyorum ikinizide..
Yorum Gönder