30 Ağustos tatilini fırsat bilip, dört gün Selçuk’a gittik İndrani ile. İndrani’nin annesinin evine…Brajeshwari de gelsin istedik, üçümüz kaynatalım biraz, ne zamandır görüşemedik doğru düzgün diye… Ama olmadı, biz gittik… :)
Döndüğümüzden beri İndrani bana “e hadi Selçuk yazısı yazılacak Tofu’ya, sen mi yazarsın ben mi, hadi ama…” diyip duruyordu… Ben de, bu blogun yazı yazmak konusundaki en tembel üyelerinden biri olarak “tamam, tamam” diyordum… Elbette sevgili İndrani benim bu yavaşlığıma dayanamadı ve gaza getirmek için yöntem arayışlarına devam etti… Sonunda dün Selçuk’ta yaptıklarımızla ilgili yazıda değinilebilecek bir başlıklar listesi gönderdi bana… Başlıkları paylaşalım ve ortak bir yazı yazalım diye… :) Bu sabah da bazı başlıklara dair kendi yazısını… İşte buyurun ortak Selçuk anılarımız:
İndrani’nin Annesinin Bahçesi ve Pamucak Denizi (S):
Çarşamba akşamı komik muavin konuşmaları eşliğinde (ben: çikolatalı bir şeyler var mı? muavin: çubuk kraker göstererek “bu olur mu?”, ben: battaniye alabilir miyiz? muavin: çay mı? şeklinde) geçen yolculuk yorgunluğumuz sabah İndrani’nin annesinin şirin bahçesini görünce geçiverdi birden… Biraz dinlendikten sonra Pamucak’a denize girmeye gittik… Çok güzeldiiiii… Ama en güzel kısmı deniz kenarında yaptığımız “nefes çalışmaları”, geçerken bize tuhaf tuhaf bakan insanlar, sadece çiftlerin yanına gitmekte ısrar eden kocaman Sivas kangalı ve de elbette İndrani tarafından çekilen video kaydı idi…
İndrani’nin Annesinin Bahçesi ve Pamucak Denizi (S):
Çarşamba akşamı komik muavin konuşmaları eşliğinde (ben: çikolatalı bir şeyler var mı? muavin: çubuk kraker göstererek “bu olur mu?”, ben: battaniye alabilir miyiz? muavin: çay mı? şeklinde) geçen yolculuk yorgunluğumuz sabah İndrani’nin annesinin şirin bahçesini görünce geçiverdi birden… Biraz dinlendikten sonra Pamucak’a denize girmeye gittik… Çok güzeldiiiii… Ama en güzel kısmı deniz kenarında yaptığımız “nefes çalışmaları”, geçerken bize tuhaf tuhaf bakan insanlar, sadece çiftlerin yanına gitmekte ısrar eden kocaman Sivas kangalı ve de elbette İndrani tarafından çekilen video kaydı idi…
Mahalle Muhtarı Annem (İ):
Annem’in evinde ezan sesi çok yüksekti bir aralar. O kadar yüksek ki telefonda konuşmak mümkün değildi. İmzalar toplandı, şikayet edildi. Ses kısıldı. 3 gün sonra y
ine ayni derece yükseklikte. Belediye’ye telefon açtığında artık Başkan sürekli toplantıda ya da İzmir’de (!). Geçenlerde İmam annemle karşılaşmış, konuşmuş, hatır sormuş ve “artık rahatsız değilsiniz, di mi” demiş ve annem tanıyamamış, hatta ne için artık rahatsız olmadığını da anlayamadan gülümsemiş. Ayrıldıktan sonra hatırlamış. Gelecek sefer çaya davet edeceğim dedi. Annem kendisini “mahalle muhtarı” olarak görüyor. Yaz aylarında inşaat yapılmazmış ama ileride sokak köşesinde biri inşaata başlamış. Annem aramış, yazı yazmış, hem de kanunu sormuş. Adam durmadan inşaata devam etmiş veee herhangi bir cevap gelmeden inşaatı bitirmiş. Annem baya sinirliydi. Oradan geçerken hep bir şeyler söylüyordu. Annem ya, süper annem...Selçuk Pazarı (S):
Ben pazarları severim… O karışıklığı, cümbüşü, bir tarafta sebzeler ve meyveler boy gösterirken, di
Eski Türk Filmleri (İ):
Bir gece hep beraber televizyon izliyoruz. Yemekten sonra yeşil cay içiyorduk. Kanal değiştirirken gözümüz Yeşilçam kanalına takıldı. İnanılmaz bir kanal. Kaç aydır televizyon izlemiyorum ve tam overdose hale geldim Selçuk’ta. O gece “Yak Bir Sigara” adında film vardı. Siyah beyaz. Kadınların belleri 10 santim filan. Erkeklerin hepsi pantolon ceket ama film tam bir facia. Kopuk kopuk konuşmalar. Anlamsız bir hikaye. Bir siyah beyaz çizgili sakallı olan ressam bir adam meğersem ölecekmiş, bir kaç günü varmış. Kare şöyle: dağın tepesine çıkarken bir kadını kucağında taşır, tepeye gelince “belim ağrıdı” diyerek indirir. Sonr
Kaplumbağalar, Meryem Ana ve Şirince (S):
Selçuk Hırsızları (İ):
Selçuk hırsızları var artik. Zeytinyağı, yüz kremleri ve peynir alıyorlarmış. Sevgi teyze’nin (annemin arkadaşı) evinin etrafı ve içi kaktüslerle dolu. Bir senede 4 defa
Neti ve Yoga (S):
Ve elbette yoga… İndrani artık yoga eğitmeni biliyorsunuz… Dolayısıyla birlikte bir tatilin yogasız olması mümkün değil. Beni erken kaldırabildiği iki sabah yoga yaptık bahçede… Çok g
Subhankari - İndrani
5 yorum:
Sevgili Subhankari ve Indrani, tofuya çok hoş ve yeni bir tarz getirdiniz. Okurken aynı anda iki kimliğe birden bürünmek ve ikisini de aynı anda yaşamak çok keyifli bir oyun gibi :)
belli ki bu geziniz de çok keyifli geçmiş, ben okurken çok keyif aldım :))
Guzel bir tatil gecirmissiniz..Ne guzel..Ben gelemedim ama bu demek degil ki daha beraber yol yapmayacagiz...Yazinin tarzi cidden hos olmus..Aklima universite yillarimda yaptigimiz tatillerde not alarak-hatira haline getirdigimiz defterleri getirdi..Yalniz onlarda bir de ne harcadigimiz da yaziyordu...Su 3 lira, benzin 30 lira, pomfrit 3 lıra, pomppirik 3 lira,pomtfrik 3 lira, bonfirik 3 lira... boyle giden bir liste..Ne zaman bu bomfirik patates kizartmasi oldu..Biz yazmaz olduk tatil defteri artık..
Hosgeldiniz...
mardin
mardin diyorum
size söylüyorum
mardinnnn
Arkadaşlar Sekçuk yazınız Tofu'da
keyif konusuna son noktayı koymuş
gibi.
Umarım büyük Tofu grubuda birgün
böyle keyifli bir gezi yapar....
Betül
Arkadaşlar Sekçuk yazınız Tofu'da
keyif konusuna son noktayı koymuş
gibi.
Umarım büyük Tofu grubuda birgün
böyle keyifli bir gezi yapar....
Betül
Yorum Gönder