22 Ağustos 2007 Çarşamba

EH ARTIK YETER


Geçen günlerden birgün,az gelişmiş bir havaalanında iki saat gecikmeli kalkan uçağımı beklerken tam karşımda güzeller güzeli, mayolu bir kadının fotoğrafı vardı, aklımdan onun atletik, yunan heykellerine benzeyen bir erkek olması gerektiğini geçirdim. Etrafımdaki, az gelişmiş ülkenin, eciş bücüş, kendine güvenlerinin sebebi kendilerinde saklı erkekleri etrafta dolanıyor.....

Düzen değişmeli ; mesela maç aralarında ponpon kızlar yerine, kuyruk erkekler çıkıp erkeksi bir gösteri yapsalar, eminim kadın seyirci sayısı artar, yada çikolata reklamına çıkan kızlar yerine, yakışıklı bir erkek çıkıp, ekrandan bana göz kırpsa eminim üzerimdeki çikolata aldırım gücü daha fazla olur.


Kadınlarının erkeklerine göre,daha bakımlı,daha akıllı olduğu bir ülkede yaşayıp, etrafımda sürekli kel, göbekli, herşeyi bildiğini zanneden erkeklerden oluşan bir toplulukla yaşamaktan çok sıkıldım. Bir kadın olarak, düzenin olması gerektiği gibi, benim etrafında dönmesi gerek. Hayatın çıkış noktasına sahip kadınların düzeni belirleyici olması gerekmez mi?

Anaerkil düzene geçmenin tam sırası bence.

Futbol tartışmalı programların seyredilme oranlarını arttırmak için neden saksı gibi duran mini etekli kız yerine, yaş ortalamasını yetmişten yirmilere çekip, yakışıklı erkeklere yaptırmazlar programı? Eminim seyredilme oranı daha çok artar. Zaten oynamak için de tartışmak için de çok fazla akla ihtiyaç yok, olsaydı o işi de kadınlar yapardı.

Nerem doğru diyen deve misali,mevcutta o kadar çok yanlış varki kimse elini, dilini bulaştırmak istemiyor. Erkeklerin egolarını tatmin etmek için kurulmuş bu kısır döngü sonlanır mı bilemem.. Bildiğim sadece bir kadın olarak benim için çok sıkıcı olduğudur.


Beto

7 yorum:

Brajeshwari dedi ki...

Betülcüm

bazen böyle isyanlara bende girerim.. Fakat bunun hep yanlış olduğunu düşünürüm..Çünkü bu çok kadınsı ve benmerkezci bir hal alir.Kadın reklam sektöründe çok fazlasiyla kullanılan bir obje.. Ama bu bir arz talep meselesi kesinlikle..Zaten kadın-kadına güzel giyinir.. Kadın- diğer rakip kadınlar için süslenir düşüncesi ve erkekler içinde en cazip meta oluşuyla biz her yerde yunan heykellerine benzeyen erkekler yerine o kadınları göreceğiz malesef..

Kadınların erkeklere göre daha bakımlı olduğuna tamamen karşıyım.. İkisi de ayni oranda bakımsız çoğu zaman.. Kadınların çoğu da göbekli, egolarıyla güvenlerini karıştırıyorlar çoğu zaman... ya da paralarıyla...

Düzene gelince, düzen değişmeli kesinlikle... Ama bu erkek- kadın veya görsellikten öteye, daha içsel olmalı...Cinsiyet savaşları veya medyanın bize pompaladığı görsellik kaygılarından- içimizi, kendi güzelliğimizi ve insan oluşumuzu unutuyoruz çünkü...

Fatih Mika dedi ki...

Sevgili Betul,

Saniyorum her yerde kadinin vucudunun "mal" gibi karsimiza cikartilmasinin tersi de hos degil, "mal" bir erkek.

Ama kadin imaji ile erkek imaji arasinda nesnel bir farklilik var. Bir yerde okumustum. Toplumlar eger huzur icinde iseler kullandiklari nesnelerin tasarimindan yasam bicimlerine kadar bir cok sey keskinlesiyor. Toplumlarin sorunlu kriz donemlerinde ise tam tersi, nesnelerin tasarim bicimi yumusaklasiyor, yuvarlaklasiyor. Cunku kadinin bir sekilde etrafta olmasi sulari durultuyor. Bunun oykusu cok uzun olmali. Belki de is bolumunun basladigi siralarda basliyor hersey.

Adsız dedi ki...

Sevgili Betul,
Senin yazilarini cok ozlemistim. Bu da altina imza atarim diyecegim yazilardan.. Ben encok son model arabalarin tanitimlarinda, arabayi oksayan, bir kapidan binip, oburunden inen kadinlar gordugumde kizarim.. Aslinda acinacak hale konan o arabanin sunuldugu hedef kitledir ama, onlar mutludurlar herhalde bir sekilde. Belki de eger onca paralari varsa, oksanmayi da onlar hakediyorlardir arabalar yerine diye dusunurler bilmiyorum..
Roma'da bekarliga veda partilerinde bazen erkeklerin striptease (Collins Metro sozlugunde anlami genc bir kadinin muzik esliginde soyunarak yaptigi gosteri olarak veriliyor) yaptigi kluplerde, tipik erkek davranisi gosteren, bagiris cagiris soyunan erkekleri izleyen biraz taskin gruplara baktigimda, sahnedekiler kadar, seyredenler de beni uzuyorlar dogrusu. Kendime neden eglenmek yerine huzun duydugumu sorsam da cok net cevaplar bulamiyorum aslinda.. Belki de sinirlari net ve sert cizilmis bir terbiye sistemidir.. Bilmiyorum.. dusunmem lazim..
mehtap

crispy dedi ki...

Toplu cevap:

Mevcut düzenden birçok insanın mutlu olduğuna eminim.Reklamı veren,reklamda yer alan,ona bakıp
seyreden herkesin halinden memenun
olması gerekir.Ben erkekmerkezci
bir düzeni,kadınmerkezci düzene
tercih etmeyen biri olarak naçizane
isteklerimi belirttim.Cinsiyet ayrımı yapmadan insanların, çocukların,hayvanların birer meta
şeklinde kullanılması çok yanlış
ama içinde var olmak zorunda olduğumuz düzen içsel yada dışsal
davranarak değişmiyor,bunu ben bir
kadın olarak nasıl lehime çeviririm
onu bulmaya çalışıyorum.
Kadınlarının bilinçli olarak pasifize edildiği bir ülkede,hala
cumhurbaşkanı eşinin türbanının
modernize çalışmalarını izlerken
halkça,benim sesim gene çatlak
çıkmış isteyerek......

Beto

Brajeshwari dedi ki...

Betül
yazındaki anlayışı her kadın olarak bende düşünüyorum.Ama bireysel değişim yada erkek merkezci-kadin merkezci dusunce sistemini tekil tekil duzeltemiyoruz işte.. Buna toplum olarak -toplu olarak birşeyler yapmalı..

Çalıştığım bir Avrupa birliği projesinde Güneydoğu Anadoludaki kadın araştırmalarıyla ilgiliydi.. Araştırmaya göre oradaki kadınlar kuma sisteminden çok memnunlarmiş.. Hem evde onlara arkadaşlık eden, evin işlerini paylaşan bir başka kadın - , hem de her gece seks yapmak isteyen kocayla bu görevide paylaşan bir arkadaş olarak bakıyorlarmış gelen yeni kadina... E biz burda -en elitist hayatlarda -en iyi kosullarda yasarken erkek merkezli bir hayatı aslinda bizim gibi -kadinlarin kurdugunu da görmezden geliyoruz...Bu konu çok uzar...

Nilambara dedi ki...

izliyorum sadece izliyorum ve hepinize tek tek hak veriyorum...
üniversitedeyken en sevdiğim dersler pazarlama stratejileri ve reklam idi, reklam sektöründe çalışmak da hayalimdi... 25 yıl öncesinden, henüz reklam sektörünün bu kadar güçlü olmadığı bir dönemden bahsediyorum... ilk 5 yılım zaten pazarlama ve reklam sektöründe geçti... Ne yazık ki Betül'cüğüm öyle bir çark varki inan o çarkın dişlileri haline gelmiş olanlar bile artık ne yaptıklarının farkında değiller... tek hedef daha fazla kazanmak her nasıl olursa olsun... etik değerler, insan kaygısı yok... ve ne yazık ki genelde tüm sektörlerde yaşamın her alanında en geçerli görüş haline geldi "başkalarının tepesine basa basa ilerle, hatta ilerleyemiyorsan onları düşür, her ne olursa olsun tek hedefin para para para"...
ve ne mutlu ki hala bu çarkın dışında kalabilmiş olan bizler de Mehtap'ın da dediği gibi o güzel terbiye sisteminin belki de son temsilcileri bunları izleyip izleyip kahroluyoruz ve hiçbirşey yapamıyoruz çünkü bağırsakta sesimizi duymamak için kulaklarını tıkamak ta değil yok etmiş insanlar dolu ortalıkta... ve azınlık olarak kalmaya da mahkumuz maalesef...

berrin dedi ki...

eğer kadın erkek eşitse...o reklamların tamamında erkeklerde oynayabilmeli... normal olan bu ...magnum reklamında dondurma yalayan bir adamda çekici olabilir.. bir süre sonra alışırız
para- güven ikilisini anlıyorum
ama
yüksek ego apayrı ve hastalıklı bir durum...