14 Haziran 2007 Perşembe

annemle ben


annem burda. ankara'da. her gordugumde "ne kadar tatli bir annem var" diyorum. sasirtiyor. onun gibi anne olabilirmiyim diye de arkasindan soru gelir. her gordugumde ki senede 3 sefer en fazla oluyor, hediyeler, sevdigim seyler yaninda getirir, komik hadiseler'den eksik birakmiyor. 4 gün icerisinde o kadar cok yasamisiz ki günlüğüme yazacak zamanim yoktu. burda paylaşmaya karar verdim.

milli piyango bilet'ten 25 lira kazanmis, bana t- şört almis! ne seker... evde aspiratörün bacasi yok (zamaninda yapilmamis), arcelik servisi cagirdi ve karbon bilmem ne taktirdi. teyzem bluz dikmiş, onu getirmiş. kendisi kiminle görüsecekse onun icin mutlaka hediyesi var elinde. itirazlara ragmen ceragem yataginda taş terapi'ye ve kizil otesi isin terapi'ye gitti, ve kuskusuz kendini iyi hissetti. "bak anne indigo cocuklarla ilgili kitap var onu okuyabilirmisiniz?" kitabi bulamamis kutuphanemden, eve geldim Bhagavad Gita'yi eline almis ve belki indigo cocuklar hakkinda biseyler vardir diye baya bi okumus "kizim bunda indigo hakkinda bir sey yok" dedi. "anne ya indigo kitabi var, elinizdeki kutsal kitap". benim Krshna'nin minik biblosunu gordu, "ben de bunun buyunu ariyordum ama otekini aldim" (bahsettigi Ganesh). apartman'da yalitim yapiliyor ve eksik yapilmis yerlere yonetim rica etti haber verin dedi. annem'e de soyledim. işçiler calisirken ve kendisi yengemle sigara cay keyfi yaparken işçinin birine o kadar cok baski yapmislar ki adam fazlasiyla yalitim yapmis halbuki yapacagi tek sey sıvı cekmedigi bir kac nokta vardi.... "hiii ben duvarin bi kismi eksik kalmis zannettim"...

komiktir annem. istanbul'da arkadasinin oglu'nun dugunune gitti. siyah harika dekolteli ucu havali bir elbise almis. "giyerim sonra da irem'e veririm, tam tango dans kiyafeti" demis kendisine. gercekten de oyle! annemin yasina gelip vucudumun olculeri degismeyecek sekilde yasayacagim. kararliyim. koruyacagim. mimar dayima "amerika bileti yaparmisin" sormus. dayim unutmus, annem anlatirken alindigi belli. "neden aliniyorsunuz ki, bir kez soylemissiniz zaten unutmustur". "olabiliiir ama hic bir zaman kendimi tekrarlamam ve dayin da tekrarlanmasini istemez" dedi. sustum.

bazen anlamiyorum ve birakiyorum. genelde annemle kavga etmeyiz. tartisma cikarsa da "senin uzulmemen icin" der yani korumaya da calismiyor artik ama yine de... dun aksam bunu dedi "bak ganga'ya filan girmeye kalkisma, ben ayagimi sokmam, dikkatli ol" dedi. benim tepkim "üüff mummyyyy ganga'ya yaklasirsam bakariz" dedim. "tamam tamam karismiyorum ama iste annen olarak soylemek zorundayim".

anne olmak boyle bisey. annem'de boyle biri. "aseton'un nerde" sordu. soyledim. kendisine bakti "su tirnaklarimi sileyim, saclarimi yaptirayim, yarin kahve iceriz" dedi. cok guldum. sonra da ilk agda hikayesini anlatti, nasil agladini sonra da benim ilk agda yapildigi zaman ben nasil agladigimi anlatti. "cok benziyoruz anne" dedim.

sessiz kaldi.

3 yorum:

Brajeshwari dedi ki...

irosh
annen ile senin maceralarin bitmez.ona yureginle baktigin hissediliyor yazinda..ne sanssizlik ki, bir türlü tanisamadik annenle..goremedim yan yana benzerliklerinizi cikarmak icin..deli tarafin ona benziyor sanirim..hani benim cok sevdigim sende...

benim icin op anneni..selamlarimi ilet..

Subhankari dedi ki...

Ne güzel anlatmışsın anneni... Annemi özledim birden ben de... Aslında benimki hep yanımda... Ama hep yanında olunca, rutinin o bildik tuzaklarına yakalanıyor insan galiba... Ayrıntıları görmeyi, anda mutlu olmayı unutuyor... Akşam gidip anneme kocaman sarılacağım...

Nilambara dedi ki...

İrem'ciğim ne hoş anlatmışsın anneni ve ilişkinizi, sevginiz buralara kadar geldi...
ben de tanımak isterdim anneni, belki gelecek sefer, bana Amerika'daki halamı hatırlattı, onun da eşinin FAOdaki görevi nedeni ile hep yurtdışında geçti ömrü, birden onu çok özlediğimi farkettim ve seni de çok özlediğimi... çok öpüyorum