10 Nisan 2007 Salı

BAHARDAN MI NEDEN

düşündüm düşündüm...
gerçekten
arasıra düşünürüm de

sordum kendime
ne yapıyorsun sen diye
bir ses duydum
saçmalıklar yaptığımı söylüyordu
galiba
gerçekten duydum o sesi
sonra
bir soru daha geldi
delimisin sen
bu anlaşılmaz ve saçma şeyleri
kendine neden yaşatıyorsun diye
ses birşey söylemedi
yada
ben duymadım
oyun oynamayı seviyorum
belki ondandır diye geçti aklımdan
sınırlarımı görmek istiyorumdur belkide
olamaz mı

sonra ki soru
ne düşünüyorsun peki oldu
sesin beklediği soruydu sanki
çığlık attı
yakışmıyor sana yakışmıyor
görmüyormusun
yaşadıklarını anlamakta zorlandığında
sen sen olmaktan çıkıyorsun

bazen
bir tane
shaolin tapınağı bulup
kendimi kapatsam
arınıp
püfür püfür çıksam diyorum

durum bundan ibaret


6 yorum:

indrani dedi ki...

bence de. bendeki sesleri siz mi duyuyorsunuz yoksa??

Brajeshwari dedi ki...

berrincim
hepimize iyi birer reiki seansı lazım diye dusunuyorum...

tapınak aslında içimizde...

Subhankari dedi ki...

berrin...

bence de... kesinlikle... dün dayımın cenazesi vardı biliyorsunuz... gün boyunca, ölüm gelip gündeme oturduğunda klasiktir biliyorum ama, bana da bir sürü soru sordu içimdeki ses... zayıftım biraz... ya da kırılgan... cevap veremedim kimi zaman... gözyaşlarının rahatlatıcılığına sığındım bazen de... bazı sorular için zamanı buymuş dedim, bazıları için de "yüzleşme" zamanı... brajabanita, irem, burcu ve hepiniz aklımdaydınız sürekli...

sonra sabah dün geceyi anlatan bir yazı vardır diye tofuya baktım... senin yazın benim için yazılmış gibiydi sanki... özellikle "yaşadıklarını anlatmakta zorlandığında sen sen olmaktan çıkıyorsun" cümlesini okumam gerekiyormuş bugün sanırım... sağol berrin...

sevgilerimle...

berrin dedi ki...

tekrar başınsağolsun selen
belki birgün artık yaşamayanlarla ilgili bir yazı yazarım...ilk unuttuğun sesleri oluyor biliyormusun

Nilambara dedi ki...

Sevgili Selen tam Berrin'e yorum yazmaktaydım ki senin yorumun geldi... ikimiz de aynı cümleyi seçmişiz...
Aslında galiba en çok ta yaşadıklarımızı anlamakta zorlandığımızda ve sorgulamaya başladığımızda biz en çok biz oluyoruz... yaşadığımız acılar, hüzünler, hayal kırıklıkları değil mi aslında bizi biz yapan ve hem kendimizi, hem hayatı öğrenmemizi sağlayan... sınırlarımızı görmek isterken aslında kendimizi keşfediyor ve içimizdeki gücü farkedince de daha çok sevgi ve şefkat dolu daha güven içinde hissetmiyormuyuz.. Doğru, tapınak içimizde...
Galiba, yaşamın getirdiği bu anlara minnet duymamız gerekiyor bizi ezse de biz yaptığı için... hani topu en yükseğe fırlatan yere çarparken ki şiddetidir ya, galiba bizi de biz yapan zaman zaman yaşanan dibe vuruşlar...
Selen’ciğim içinde acı da olsa, yazılarını özlediğimi fark ettim, umarım bizle daha uzun paylaşırsın...
Berrin’ciğim sen her zaman içindeki tapınağın güzelliği ile berabersin, eminim shaolin tapınağından çok daha leziz senin tapınağın...

Subhankari dedi ki...

sesleri, öyle mi? hiç düşünmemişim ilk unutulanın sesleri olduğunu... yaz lütfen ilk fırsatta berrin...