9 Ocak 2007 Salı

Tüm Sevgimle

*
Canlarım,
Hepinizi çok seviyorum sadece sevgili Betül'ü tanımıyorum ama sevmem için bu kesinlikle bir engel değil.

*

Öncelikle, hepinizden özellikle Burcu'dan ve Berrin'den yazma konusunda sizleri bu kadar beklettiğim içinde özür diliyorum.

*

Şu an saat 02.08. Çoğu kişinin uykuda olduğu bir saat ve benim en sevdiğim saatler...Ve bugun ayın 9 u olduğunu farkettim. Hep 9 lar karşıma çıkıyor son son ;9 larla birşeye başlıyorum. Tıpkı bu yazım gibi.. Halbuki daha erken bir saatte yazmak istemiştim ama bir sürü aksilik ve engeller oldu ve şimdi yazıyorum. Hayatta hiçbirşeyin tesadüf olmadığını son zamanlarda iyiden iyiye kendim bile şaşıra şaşıra izlemeye başladım. Evet gerçekten ilginç, entresan ve kesinlikle tesadüf olmadığını gördüğüm bir sürü şey yaşamaya başladım. Tıpkı şu an, şu grubun bir arada olması gibi, kendi farklılıklarımızla, değişkenliğimizle,egolarımızla, içtenliğimizle, gel-gitlerimizle, dirençlerimizle, olumlu, olumsuz tüm duygularımızla işte hepimiz yüreğimizle buradayız ve hepimizin birbirimizden öğrenecek çok şeyi var ve bu kesinlikle bir tesadüf değil....ve hepimiz birbirmizin aynasıyız ve bu grup birşey için var.
*

Hepiniz çok değerlisiniz ve hepinizin varlığı için şükürler olsun, bana o kadar güzel şeyler sundunuz ve sunuyorsunuz ki....Birlikte elele sevgi ve saygı çerçevesinde tek yürek çok gelişeceğimize inanıyorum ve son zamanlarda hep artık tesadüf olmadığını bildiğim ve karşıma çıkan martı sembölünü sizinle de paylaşmak istiyorum...

*
Martı kitabını defalarca okudum ve hep içimi ısıttı ve uzun zamandır rafa kaldırdığım martılarım yine karşıma çıktılar, hep yolumdalar........ çok sevdiğim ve defalarca okuduğum Richard Bach'ın Martı kitabından bir alıntılar paylaşmak istiyorum sizinle....beni anlayan...beni bilen..bazen benden bile bana yakın olan sizlerle.....
*
Sabah olduğunda sürü çılgınlığını unutmuştu. Ama Fletcher unutmamıştı. "Jonathan, uzun süre önce sürüye dönmek, onları sevmek, onlara yardım etmek konusunda söylediklerini anımsıyormusun?

""Elbette""


*

Az önce seni öldürmye kalkışacak kadar azgınlaşan bir sürüyü nasıl oluyor da sevebiliyorsun, anlamıyorum doğrusu. ""O, Fletch. Sevilen o değil ki. Kin ve kötülüğü elbette sevemezsin. HER MARTIDA GERÇEK MARTIYI GÖRMEYE çalışmalı, her birinin içindeki iyiyi bulup çıkarmalı ve bunu onlara göstermelisin. Gerçek sevgi budur işte. Onu bir kez tattın mı, vazgeçemezsin

................................................................

Fletcher : " Burada eğitmen sensin. Bırakıp gidemezsin.
"Jonathan : " Bırakamaz mıyım? Başka eğitmenlere gereksinimi olan başka Fletcherler ve başka sürülerde olabilir değil mi?
""Ben mı Jon? Ben sıradan bir martıyım. Oysa sen....""


*

Yüce martının tek oğlu , öyle değil mi? diye içini çekti Jonathan. Bakışlarını denize çevirmişti. "Artık bana gereksinimin kalmadı. Günler geçtikçe içindeki gerçek ve sınırsız Martı Fletcher'i bulmaya başladın. Senin eğitmenin odur. Onu anlamalı ve yaşamalısın."

*
Bir süre sonra Jonathan'ın bedeni havada dalgalandı "Adamı kutsallaştıran aptalca sözlerin yayılmasına engel ol. Beni Tanrılaştırmalarına izin verme. Söz mü Fletch? Ben bir martıyım..Belki ....uçmayı seviyorum..Işığı gittikçe donuklaştı, saydamlaşmak üzereydi...


*

Jonathan " gözlerinle gördüğüne inanma, gördüklerin yanlızca sınırlı olandır. Sezginle bak. Öğrendiklerinin bilincine varmaya çalış. Böylece uçuşun yolunu da öğreneceksin.....

*

"Uçmak, bir martının en doğal hakkıdır. Özgürlük ise, varoluşun bir parçasıdır. Boş inanç olsun, gelenekler olsun, özgürlüğü kısıtlayan ne varsa, kaldırıp atmak gerek"

*
Nedenini bilmediğim bir şekilde yazmakta direndim ama tüm içtenliğimle, tüm sevgimle ve yüreğimle var oldum şu an ve burada aranızda olmaktan dolayı çok mutluyum....


*

Tüm sevgimle....


Brajabanita

3 yorum:

berrin dedi ki...

hoşgeldin brajabanita
bu ilham denilen şeyin nasıl nezaman geleceği hiç belli olmuyor...
jonathan ne istediğini bilen güçlü bir martı sende öyle
özgür martı çok güzel yazıyorsun

Nilambara dedi ki...

Sevgili Brajabanita'mmm :)) ne kadar yakıştı sana "özgür martı" ve ne de güzel yazarmış meğerse özgür martı... lütfen artık Türkçen konusunda kendine haksızlık etme, harika ifade etmişsin, çok öpüyorum didiciğim :)

Brajeshwari dedi ki...

hosgeldin...ne iyi ettin de geldin..telefonla konuşmadığımızda aklıma takilip, merak edip -özlüyordum seni..Şimdi yazılarını da özleyeceğim sanırım.

Martı kitabını bende çok severek okumuştum.hatta filmi bile yapılmış diye biliyorum.
Amerikalı şarkıcı Neil Diamond müziklerini yapmış. aşağıdaki linklerden muzikleri dinleyebilirsiniz...harikalar..

http://www.youtube.com/watch?v=5TGrsvWoxEs&mode=related&search=

http://www.youtube.com/watch?v=gnJVgXL9Qcc&mode=related&search=