15 Ocak 2007 Pazartesi

“Bize konuşmadan bahset”




Ve bir öğrenci, “Bize konuşmadan bahset” dedi.

Ve O cevap verdi:

“Siz konuştuğunuzda, düşüncelerinizle barış içinde olmayı terkedersiniz; Ve kalbinizin ıssızlığında daha fazla kalamadığınızda, dudaklarınızla yaşamaya başlarsınız.

Ses sizin için bir eğlence, bir zaman geçirme aracı olur.
Ve konuşmalarınızın çoğunda, düşünce yarı yarıya katledilir;
Çünkü düşünce, boşlukta uçan bir kuş gibidir; kelimelerin kafesinde kanatlarını açabilir ama uçamaz.

Aranızdan bazıları, yalnızlığın korkusuyla konuşkan birini ararlar; Çünkü, tek başına olmanın sessizliği, gerçek ve çıplak kendilerini gözler önüne serer, ki onlar bundan kaçarlar.

Ve konuşmayı seven bazılarınız vardır ki, bilgisizce ve önceden düşünmeden, kendilerinin bile anlamadığı bir gerçeği ifşa edebilirler.

Ancak bazılarınız ise içlerinde gerçeği taşır, ama onu dile getirmezler.
Böylelerinin sinelerinde ruh, ritmik bir sessizlik içinde dinlenir.

Bir arkadaşınızla karşılaştığınızda, ruhunuzun dudaklarınıza doğru hareket etmesini ve dilinizi yönetmesini sağlayın. Sesinizin içindeki sesin, onun kulağının içindeki kulağa seslenmesine izin verin;
Çünkü onun ruhu, sizin kalbinizin gerçeğini saklıyacaktır; Tıpkı kadeh boşalıp, rengi unutulsa bile, şarabın tadının ağızda kalması gibi...”

Halil Cibran

nd: yazılarınız, sözleriniz ağzımda hoş bir tad bırakıyor ve yüreğime dokunuyor! sevgiler...

1 yorum:

Brajeshwari dedi ki...

o kadar güzel bir yazı ki.. bayıldım. Cümle cümle ezberlemek istedim. Yine okudum...

İçim doldu bir anda...
Teşekkürler Nilambara...