9 Şubat 2008 Cumartesi

istanbul’daki gunlerim


O kadar cok yeni insanlarla tanistim ki…her gun farkli bir gun. Her gun farkli bir istanbul…

Nerden baslasam neler anlatsam diye dusunup durdum kac gun. Berrin’le konustugumda sisi yaz dedi. O sisli gun ne kadar tuhaftim. Zaten merkur beni sarsti, benim ayilmam 1 saatten fazla suruyor bu sehirde. Her sabah vapurla Anadolu tarafa gecmeye alismisim. Hangi taraftan bineyim, hangi kose iyi bir kose…Bindigimde hemen kitabimi acip okuyorum. Etrafta nescafe, salep, portakal suyu satan cocuklar oluyor. Siste vapurlar iptal oldu, degisik bir sekilde yolumu cizmek zorunda kaldim. Iskeledeki elemanlar “motor’a bin” dediler. Saat 0900, kendimi londra’da gibi hissediyorum, adam motor diyor ne demek acaba diye dusunuyorum. Korkmadan sordum “motor mu?” aklimdan vespa motorsiklet geciyor, baska ne anlam olabilir motor’un…arabadaki motor var diyorum kendime…istanbul’da acaba motor dolmus mu demek…”100 metre ilerde abla” diyor. 100 metre ilerde dolmuslar var ama onlar harbiye’ye giden dolmuslar yani bana ne fayda ki…korkmadan soruyorum “motor ne demek? Ben yabanciyim da…” Bir adam uyandi “motor yani deniz otobusu kalkiyor, ona binin” dedi. Haaaaaaaaaaaaaa anladiiiiim. Oluuur. Gittim akbilimi dutdutlettirdim ve bindim. Ordan yol zaten kolaydi. Istanbul’da sokaklarda kaybolmak mumkun galiba cunku yollarda pek kaybolmadim henuz (mm sokaklarda cok kayboldum).

Yoga dersleri vermeye basladim. Thai masaj seanslari da basladi. Reiki hocam’la birlikte calisinca istanbul trafigi beni pek bozmuyor. Butun gun bir koruma var, bir sakinlik var. 2 hafta oldu delirmedim. Delirecegimi dusunmuyorum. Otobus duraginda kaza gordum, onumde kavga basladi baska bir yerde, bazen kalabalikta yururken kufurler yagiyor…merkezimde kalabiliyorum. Kendime baktim ve gordum. Ortakoy’de kaldigim arkadaslar, apartman onu kaziliyor. Ortakoy camur icinde. Sular kesildi filan. Ciddi kaziliyor, iscilerin birine seslendim “ee nerden yureyim?” elimden tuttu, vincin farlari camura bakiyor, adam beni kuru olan yerlerden gecirmeye basardi. Yani ben gecmeye basardim. Borek aliyorum firindan, adam bir tane borek kalmis diyor, sana kalmis bak diyor. Gulumsuyor. Aliyorum hemen tabii ki! Borek merakim bitmis degil. Ozge, benim pilates yapan arkadasimla bulusttuk, onun evi bir sokak ilerde. Vejeteryan cig kofte yapan birine gittik. Adiyaman’dan geliyormus butun baharatlar. Vejeteryan cig kofte!! Gecen gun arkadaslar cig kofte gecesinde bana sandvic hazirladilar ve raki fasil gecesi yaptik. Onlar cig kofte yiye yiye cig kofte oldular. 2 gun sonra ben de vejeteryan cig kofte dukkani kesfettim. Kosmik saka devam ediyor

Merkur gercekten gundemimde. Bir gun hocam’in bilgisayar adaptoru patladi. Sigorta gitti. Telefon gitti. Monitorlar gitti. Gaz kacagi vardi. Lamba patladi. Elektrikci geldi anlamadi bir saatte nasil bu kadar cok sey gider. Nasil? Bugun yine telefon gitti, internet gitti. Bankam “taadilat” yaptigi icin islemler gerceklesmedi. Eski arkadaslar ariyor, kaac aydir haber alamadigim arkadaslar. Bazilari turkiye’ye geldiler. Cogu arkaslarimin hayatinda degisiklikler oluyor. Gecenlerde ciltcim aradi, benim “oteki” manikurcum ayrilmis ve baska bir guzellik merkez’de ortak olmus. Onu haber vermek icin ariyordu. Ankara’dan baska bir arkadas aradi, pek gorusmedigim arkadas, istanbul macera nasil geciyor soruyor. Arada sirada Crystallara ve 7 kedilerini ziyarete gidiyorum. Kedileri ozluyorum bazen. Onlarda Haziran’da Amerika’ya kesin donus yapacaklar. Birlikte oldugumuzda uzuluyoruz filan sonra kediler konusmamizi kesiyorlar. Onlarda konusmak istemiyorlar.

Istanbul’u sevdim. Nerde yasayacagim belli degil, pek aramiyorum ama ariyorum. Gozlerim surekli teras katlara gidiyor. Yuksekte olmak istiyorum. Yani o sekilde ariyorum. Ama gozum denizi aslinda cok ozlemis. Gozlerim ondan pek ayiramiyorum.

3 yorum:

Brajeshwari dedi ki...

:)
yazını okudukca, değişime adapte olmandan mutlu oldum senin adına..umarim en yakın zamanda yukseklerde, yukarı kattan tıkırtı gelmeyen, deniz manzaralı bir ev bulursun...Sonrada vejeteryan ciğ kofte partisi yaparsın yeni evinde..kalabalığa inat,sise inat, çukurlara inat denize baka baka yerleştiğin yeni evin ve yeni düzeninde...

öpüyorum..

berrin dedi ki...

iremcim
keyifli bir yazı olmuş...

Nilambara dedi ki...

Sevgili İndrani seni ve sana ait, sana özgü üslubunu çok özlemişim :)

İstanbul'da İndrani harika şeyler başaracak ve çok mutlu olacak gibi geliyor bana :)