12 Ocak 2008 Cumartesi

7 Ocak

Cep telefonumda ki ses “Ben, Bruno Rossi; sizi Roma Guzel Sanatlar Akademisi’nden ariyorum. Bu telefon konusmasi resmi bildiri niteliginde olup, kayit edilmektedir. Daha once actigimiz docentlik sinavini kazandiniz. Goreve baslamaniz icin 7 Ocak 2008 tarihinde, saat 08.00’de Akademi’de olmaniz gerekiyor. Eger belirttigimiz tarih ve saatte Akademi’de olmazsaniz, gorevinize sizden sonra ki adayi atayacagiz.”

Roma’nin en islek ve gurultulu caddelerinden birinde yaptigim bu telefon konusmasinin; gerek bicimine, gerekse icerigine cok sasiriyor; “herhalde bu isin icinde bir bit yenigi var” diyorum.

Mehtap, evde ki butun saatleri kurmami, evden iki saat once cikip; Akademi’nin civarinda ki bir kahvede, kahve icip, kitap ve gazete okuyarak beklememi oneriyor. Kafama yatiyor.

Fakat 7 Ocak geldiginde, ben de yatisiyor; bu asamaya gelmis bir islemin, geriye donusu olmadigini dusunuyorum. Evden cikisimi, Akademi’de saat sekize cegrek kala olacak gibi ayarliyor; yine de Cosetta ve Ambra’dan daha once evden cikiyorum.

Benim yasamimdan farkli yasam bicimleri olan insanlarin yasamlarina benzeyen bir yasama, sabahin bu saatinde karisip; metroya biniyor, Flaminia duraginda metrodan iniyor; kumeler halinde ki kuslar gibi kirmizi isiklarda duruyor, yesil isiklarda hep birlikte yolun karsi tarafina geciyoruz.

Piazza del Popolo’ya girerken Santa Maria del Popolo Klisesi’nin kapisinin acik oldugunu farkediyorum. Icimden iceriye girip her zaman ki gibi Caravaggio’nun iki tablosu onunde diz cokmek geliyor.

Benimle birlikte merdivenleri cikan kadinlar, kliseye girerken diz cokup hac cikartiyor; klisenin siralarina oturup dua ediyorlar. Bu muritlerin bir kismi, tanrinin ve Isa’nin onlara bagisladiklarina; diger kismi da tanrinin onlara henuz bagislamadiklarina sahip olmak icin dua ediyorlar.

Bireysel isler icin edilen dualarin, tanriya verilen bir rusvet oldugunu dusunmusumdur.

Ben ayaklarimin altinda, alcak kabartmali mermer mezar kapaklarinin uzerinden yuruyerek Caravaggio’nun iki tablosunun oldugu Capella Ceras’a varmaya calisirken bir serit ile kapatilan o bolume giremeyecegimi anliyor, geri donup kiliseden cikiyorum.

Saat tam 08.00’de Akademi’ye geldigimde; santral memuresinin yerine telefonlara temizlikci kadinin baktigini; Bay Bruno Rossi dahil henuz kimsenin Akademi’ye gelmedigini anliyorum. Aklima Bay Bruno Rossi ile yaptigim telefon konusmasi geliyor, gulumsuyorum. Bana, kayit edilen resmi bir bildiride “istedigin zaman gel” diyemeyecegini, fakat Akademi’de islerin asagi yukari boyle yurudugunu anliyorum.

1 Subat’ta baslayacagimi sandigim gorevime, kontrati imzalayip birdenbire baslamis oluyorum.

Fakat Akademi ogrencilerin isgali altinda. Aklima Ayni gun TOFU’ya yazdigim “Kar Tanesi” adli yazim geliyor, heyecanlaniyorum. Fakat bu isgal, cok uyduruk bir isgal. Protestolarini akademi ogrencilerine yakismayan, estetiksiz bir dil ile yapiyorlar. Bir de Akademi yonetimi ile anlasmislar, aksam 18.30da gelip bekciden bir torba icinde Akademi’nin butun anahtarlarini alip, sabahlari ayni torba ile bekciye teslim ediyorlar.

Geceleri atolyelerde neler yaptiklarini tam anlamamakla birlikte, sabahlari benim atolyede de bes litrelik bos sarap damacanalari ve copleri buluyorum.

Bir de kendime soruyorum “Ben bu Akademi’ye sakiz yapistirmis miydim?
Fatih MİKA

5 yorum:

Brajeshwari dedi ki...

ilk once hayirli olsun demeli..usuldendir....

ikincisi, sakiz yapistirmakla olay bitiyor olsaydi..Heryer sakız yapisik dolu olurdu Fatihcim.Ayrica bu benim batil inancim:) baskalari bilmez..Yine de yazini bu sekilde bitirmene tebessum ettim..Niye tebessüm ettim? Seni bir yere gizli gizli- caktirmadansakiz yapistirirken dusunemedim sanirim ondan...:)

senin icinde "ders verme" istegini evren duymus olmali ki, sana en yakin yerde bir kapi acmis bu konuda (ankarada degil bu okul -italyada -romada) ..ne guzel...

bes litrelik sarap damacanalarina gelince...gercekten gulumsedim... Sizinkiler asortikmiş.. Ben okulda sade kahve ictigimi hic hatirlamiyorum.. hep icine kanyak koyardik..

Bu yil iyi bir yil olacak senin icin..daha guzel haberlerini bekliyoruz.Ucu hani birazda bu tarafa-bize dokunan cinsten..bu bir sergi olabilir Ankara'da..ya da baska baska seyler:)

iyi dersler Hocam...bundan sonra seninle ustruplu konusacagim söz..ustrup ne demekse:)

berrin dedi ki...

hayırlı olsun fatih ...protesto konusunda da çalışmalar yaparsın belki:)

Subhankari dedi ki...

Evett, benden de hayırlı olsun... Böylece Akademi ve ders anılarını da okuruz belki bundan sonra... :)

Nilambara dedi ki...

Sevgili Fatih, hayırlı uğurlu olsun, yaşamına hoş renkler katsın :)

ve hayat birgün, istesen de istemesen de, ne kadar dışında kalmaya gayret etsen de... gün geliyor kuşlar gibi birlikte hareket eden gruba dahil ediveriyor işte :))

Bay Bruno Rossi de, henüz akademiye kimsenin gelmediği saate randevu verdiğine göre belli ki %100 Akdenizli, hatta muhtemelen İtalya'nın en güney en akdenizli bölgelerinden :)))

bence de iyi dersler hocam...

crispy dedi ki...

Sevgili Mika,hayırlı olsun.Senin adına çok sevindim,ama keşke İstanbul'da olsaydı bende misafir
öğrenci olsaydım.....

Betül