1 Şubat 2007 Perşembe

Aklınıza ne gelir?


hani psiklojik testler oluyor, işte bilmem otobüs durağın camı kırık ilk ne düşünürsünüz, ya da ejderhayla ilk göz göze geldiğinizde ne dersiniz :P yani o testler japon olsun ya da alaturka ya da bilinmiş personality testler eğlence dışında kendinle ilgili bir çok şey der.

Mesela bu sabah dolmuş şöförü ulusoy devasa otobüsle yarışmaya kalktı. sabah çok daha kolay oluyor ya düşüncelerimi izlemek, o anda ben bunu düşündüm "her taraf buz ve adam herhalde sabah çayını mı içmedi ya da biriyle kavga mı arıyor? hare krshna. kaza olursa sağlam kurtulalım ya da ölelim" içimden konuştum. bunu düşündüm ve kendime şaşırdım. hemen değiştirdim. "hare krshna. şöför beye bol şifa ve sabır gönderiyorum, reikiyle hepimizi koru" dedim.

dün akşam akdeniz akdeniz diye bir balık restoranı keşfetmeye gittim. üst düzey bürokratlar (projeden, bakanlık ve AB'den) 13 Şubat'ta yemek yiyecekler. 14 Şubat düşünülüyordu ben de "sevgililer günü olmaz" dedim ve 13 Şubat'a alındı :)) neyse Mahmut Bey'le düzeni filan konuşmaya gittim. mahmut bey cici bir insandı ancak kara kara gözleri, gözlerini kırpmaması ve konuşurken gözlerimin içine bakması beni rahatsız etti. "bu adamın neyi var ya? şimdi şarap içelim meze yiyelim dedi ben nasıl fırlayacağım?" içimden söyledim. yine kaldım, irem nasıl böyle dersin yav. işte hospitable oluyor adamcağız, 40 kişilik grup getiriyorsun, kabul et!! dedim. oturdum şarabımı da içtim, sohbet ettim, hollandada büyümüş, ay sushi de yapıyormuuuşşş, iskenderundan bitkileri geliyormuş, antalyadanmış aslında, siz neden amerikadan döndünüz? ne yaparsınız? yemeğe siz gelecekmisiniz? hayır ne işim olur bürokratlar arasında, çağırsalarda gitmem... işte öyle.

ağda sonrası otobüs bekliyorum. rüzgar var ve soğuk. bacaklarım üşüyor. durakta anne ve kız bekliyor. kız asabi ve "bana karışmaaa" yüz ifadesi var. otobüs gecikti konuşmaya başladık, benim yüzüm nasılsa kızın yüzü gülmeye başladı "neyi vardı ki acaba, belki üşüdü ve ergen ondandır" dedim ve bıraktım. annesi bana sormaz mı "siz öğrencimisiniz?" sordu. öğrenciyim hayat öğrencisiyim demedim. otobüste eski yoga arkadaşımı gördüm ve mucizevi bir şekilde ismini hatırladım!! selen'le buluştum ve keyifli sohbet ve çay ve minik yiyecek. uzun uzun konuşttuk haftanın özetlerini paylaşttık ve neleri öğreniyoruz ve patronumla nasıl bazı şeyler konuşulur onları öğrenmiş oldum. evet ne düşündüğünüzü biliyorum, irem becerikli ya, insanlarla nasıl konuşulur bilir ama arkadaşlar bu farklııı. türk patron ve kanuni haklarım nedir onlarda takılıyorum.

yani günüm düşünceleri değiştirmekten ve bakış açımı sağlıklı yollara sokmakla geçiyor. ya sizin? herkese iyi günleeer.

4 yorum:

berrin dedi ki...

irem ciğim
sanki sabahtan akşama kadar macera yaşıyor gibisin...ne güzel anlatıyorsun...günlük basit olayları nasıl oluyorda bu kadar keyifle yaşayabiliyorsun... bunun yolunu bize öğret...

Brajeshwari dedi ki...

benim gözümde hep hikaye kahramanı gibisin.Olaylar var- bir de İrem'in gördükleri..Sana çok alışmak -gözlerinde perde olan insanlarla iletişim kurmaya debelenmek açısından zor geliyor..Çok alıştır kendini ama yine de..hayat öğrencisi olmaya da devam et..opuyorum seni

Nilambara dedi ki...

İrem'ciğim gökkuşağı gibisin :) lütfen böyle yaşamaya ve böyle yazmaya devam et :))

Editör dedi ki...

Siteniz super olmus ellerinize saglık ozellikle renkleri çok begendim.ve çoook guzel resimler var.
sevgiler

Başak Bodur-nivedita