17 Ocak 2007 Çarşamba

normal olmak maskesiz olmak değil mi?



İrem'in yazısına comment yazmak isterken aslında söylemek istediğim çok şey olduğunu farkedip commentten vazgeçtim :)




Maskelere gerek olmadığını düşünüyorum ama ne yazık ki bazen maskelerle karşılaşıyoruz. Bence maske de rol de gerekli değil... Gerektiği yerde susmak gerektiği yerde konuşmak yeterli... Ama zaman zaman doğrusu ben de tereddüt ediyorum, ses çıkarmayıp sadece izleyince susuyor oluyorum, dayanamayıp söyleyince ukala-bilgiç oluyorum ve üzülüyorum...


Birşey daha var ki çok dikkatimi çeken ve çok şaşırıp, üzüldüğüm... Kişisel gelişim, her isteyenin istediği yolla istediği şekilde gelişimini sürdürmesidir. Bu, o kişiye bir özellik katmaz, bunu herkes yapabilir ve kazanımları herkes deneyimleyebilir, bunları çok özel birer lütufmuş gibi algılayıp ego yükseltmemek için çok dikkatli olmak gerekir. Kadim bilgiler-yetiler herkese aittir, herkesin zaten içindedir, kimi biraz daha çok kimi biraz daha az farkındadır. Bunları çok özel yetilermiş gibi sürekli bayrak edip sergilemek te, aman sadece bana ait diye saklamak da anlamsızdır...


Galiba en iyisi hayatın her anında her yönünde olduğu gibi bu konuda da dengede kalabilmek, ki çok zor haklısın... Aslında, öğrenmek isteyince o geyik konuşmalardan da alacak çok ders çıkarmak mümkün... hayatı spritüel ya da geyik diye kesin çizgilerle ayırmak mümkün değil bence... her ikisi de birbirinin dışında ama aslında içinde, iç içe... maneviyatı ve maddiyatı birbirinden kesin çizgilerle ayırıp her ikisini de ayrı ayrı yaşamaya çalışmak ya da sadece uç noktada maddiyatı yaşamak ya da sadece uç noktada maneviyatı yaşamak... her üçü de bana doğru gelmiyor.... maddiyatın içinde maneviyatı, maneviyatın içinde maddiyatı dengeleyebilmek çok daha değerli...


Ama şuna inanıyorum ki “kişisel gelişim” adı üstünde “kişisel”, kişiye özel, kazanımları da kayıpları da deneyimleri de kişiden kişiye farklılık gösteren ama özü aynı... algılamalar açık, farkındalık tam, her andan ve her sözden, geyiklerden bile ders gibi yararlanabilmek ve bu arada nötr kalabilmek (yargılamadan, yermeden), yaşanan her yeni deneyimi, her yeni kazanımı hayatın doğal akışı içinde içselleştirebilmek önemli olan diye düşünüyorum... hayatın doğal akışını bozmadan hayatın sunduğu, yolumuza çıkardığı her anı deneyimleyebilmek.... (ve hayatın bir ayna olduğunu, aynaya nasıl bakarsak onu gördüğümüzü, yani hayata ne verirsek onu aldığımızı, vermeden alamadığımızı, verirken alacaklarımızı planladığımızı ve dolayısıyla daima her an her boyutta pozitif kalabilmeyi unutmadan...)


Haklısın, "bilinç yükseltmek" bıçak sırtı, çok kontrollü olmak gerek ve galiba en iyisi "Tanrıya teslim olmak, sığınmak", bizim için en iyiyi en hayırlıyı ancak O bilir...


Teşekkürler İrem’ciğim :)

2 yorum:

Brajeshwari dedi ki...

Teşekkürler nilambara:)

berrin dedi ki...

aslında günümüz dünyasında zor olsada bütün mesele ruhu kirletmemek diye düşünüyorum